Değerli okuyucularım, bugün sizlerle Amerika’daki siyasi rüzgârların Türkiye ekonomisine nasıl yansıyabileceğini tartışmak istiyorum. Yirmi yıldır bu köşede dünya ekonomisini ve siyasetini analiz ederken, hiçbir zaman belirsizliğin bu kadar yoğun olduğu bir dönem hatırlamıyorum.
Trump’ın yeniden başkan olması, dünya ekonomisini yeni bir yol ayrımına sürüklüyor. Peki bu durum Türkiye ekonomisini nasıl etkileyecek? Gelin birlikte analiz edelim.
İLK ETKİ: TİCARET POLİTİKALARI
Trump’ın ilk döneminden hatırlayacağınız üzere, korumacı ticaret politikaları onun en belirgin özelliklerinden biriydi. Çin’le yaşanan ticaret savaşları, küresel tedarik zincirlerini derinden etkilemişti. Bu noktada Türkiye için hem riskler hem de fırsatlar söz konusu.
Risk tarafında, Trump’ın korumacı politikalarının küresel ticareti daraltma ihtimali var. Ancak fırsatlar da mevcut: Çin’e alternatif üretim üssü arayışında Türkiye, coğrafi konumu ve üretim altyapısıyla öne çıkabilir.
DOLAR-TL DENKLEMİ
Trump döneminde Fed’in nasıl bir para politikası izleyeceği kritik önem taşıyor. Trump’ın Fed’e düşük faiz için baskı yapması beklenebilir. Bu durum, gelişmekte olan ülke para birimleri için genelde olumlu bir senaryo. Ancak burada çok dikkatli olmak gerekiyor.
Zira Trump’ın öngörülemez politikaları, küresel risk iştahını ani şekilde değiştirebiliyor. Bu da TL varlıklarda oynaklığı artırabilir. Merkez Bankamızın son dönemde uyguladığı sıkı para politikası, bu tür dalgalanmalara karşı elimizi güçlendiriyor.
ENERJİ DENKLEMI
Trump’ın İran politikası, petrol fiyatları üzerinde belirleyici olacak. Türkiye gibi enerji ithalatçısı bir ülke için bu hayati önem taşıyor. Trump’ın İran’a yönelik sert yaptırımları petrol fiyatlarını yükseltebilir, bu da cari açığımızı olumsuz etkileyebilir.
STRATEJİK FIRSATLAR
Her krizin içinde bir fırsat vardır, derler. Trump döneminin getireceği belirsizlik ortamında Türkiye, bölgesel gücünü artırabilir. Özellikle Avrupa’nın alternatif tedarik zinciri arayışında önemli bir partner olabiliriz.
Savunma sanayiinden teknolojiye, tarımdan turizme kadar birçok sektörde yeni fırsatlar doğabilir. Özellikle Trump’ın Çin karşıtı politikaları, Türkiye’yi Batı için daha cazip bir üretim üssü haline getirebilir.
SONUÇ
Değerli okuyucularım, Trump’ın başkanlığı, belirsizliklerle dolu bir dönemi işaret ediyor. Ancak Türkiye’nin bu süreçten güçlenerek çıkma potansiyeli var. Bunun için akıllı ve dinamik politikalar uygulamalı, fırsatları iyi değerlendirmeliyiz.
Yirmi yıllık gazetecilik hayatımda şunu öğrendim: Başarı, zorluklara hazırlıklı olmaktan geçiyor. Türkiye ekonomisi, son yıllarda edindiği tecrübeyle bu dönemi de atlatacak güce sahip. Yeter ki doğru hamleleri zamanında yapalım.
Yarın başka bir konuda görüşmek üzere..